top of page

Yalnızlık

Güncelleme tarihi: 13 Ağu 2020


Bölüm 1 Yalnızlık


Hepimiz hissederiz yalnız olduğumuzu. Bir kafede yalnız oturduğumuzda, soğuk bir günde durakta beklerken sarılan çiftleri gördüğümüzde, gökyüzüne bakıp ne kadar küçük olduğumuzu fark ettiğimiz o an, kendimizi yalnız hissederiz. Pek çoğumuz yanında yakın arkadaşı ile dünyaya gelecek kadar şanslı değiliz. Arkadaşlar ediniriz, iş yerinden, okuldan, bulunduğumuz her yerden, ama yine de hissederiz yalnız olduğumuzu. Bazılarımız çok büyük bir kalabalığın içinde çok sevilirken bile. İnsanlar birer birer ilerlerken hayatımızdan, yanımızda daima kalacakların yalnızca bizi dünyaya getirenler ve gönderen olduğunu fark ederiz.



Bölüm 2 Kayıp


Esas farkındalığı bizi dünyaya getirenlerden birinin kaybıyla yaşıyoruz. Bu daha derin, daha içsel bir yolculuğun başlangıcı oluyor. Bu kez sizi hiç bırakmayacaklarına inandığınız, günlük hayatınızda tükeneceğinin aklınıza bile gelmediği bir fert kendi iradesi dışında sessizce terk ediyor sizi. İnanışınıza göre birkaç kürek toprak, bir anma töreni, bir yakma töreni, konuşma yapılan bir topluluk, hepsi dağıldığında yine yalnız başınızasınız.



Bölüm 3 İnşa


Bir gülüş, bir koku, zeka, kimya, enerji, kendinize göre isimlendirdiğiniz bir şey, daha önce varlığından haberdar olmadığınız birine doğru çekiyor sizi. Birkaç gezi, ufak eğlence aktiviteleri, ten teması, giderek artan bir çekim sizi aynı ortamda daha fazla bulunma düşüncesine itiyor. Aileniz, dostlarınız, diğer şahitlerin kabulü aynı çatı altında buluşmanızı onaylıyor ve başka bir defter açılıyor. İki küçük imza, bir ayak sızısı, havada süzülen bir çiçek buketi ve müzikle, yavaşça yapılan savrulmalar eşliğinde. İkinci kez güneş doğuyor, yeni bir ilk bahar yaklaşıyor, bir dünyanın inşaatı başlıyor. Çok cahilce, merak uyandırıcı ve dürtüsel. Özgün fikirlerinizin varlığına inanıp kendi dünyanızın mimarı, mühendisi oluyorsunuz. Her mimar ve her mühendis işini eğitmenlerinden öğrenir. Kendinizi kandırmaya devam edin. Çocukluğunuzdan bu yana tanık olduğunuz, doğrularınızı şekillendiren, sevdiğiniz renkleri belirleyen, doğasınız ve aurasını öğrendiğiniz bir dünyanın kendi varlığınızın sabit olduğu bir benzerini inşa etmeye çalışıyorsunuz yalnızca.



Bölüm 4 İnananlar ve inanmayanlar / Son buluşma ve kapanış


Şimdi yazacaklarımı okurlarımı sınıflandırarak yazmak zorundayım. Görüşlerinize saygı duymakla beraber, sizi tanımıyorum. Hiç bilmediğiniz bir anda gözlerinizi açtınız, bir daha hiç kapanmayacakmışçasına yaşadınız, ve şimdi sizin tarafınızdan tayin edilmeyen bir anda kapıyorsunuz. Birkaç kürek toprak, bir anma töreni, bir yakma anı, konuşma yapılan bir topluluk. Hepsi dağıldığında, sizi hiç terk etmemiş yaradanınıza kavuşuyorsunuz / toprağa karışıp varlığınızı ve enerjinizi sürekli genişleyen bir oluşuma yayıyorsunuz. Öyle ya da böyle varlığınız yalnızlığınızı artık düşünmeyecek bir benliğe ulaşıyor. Şimdi o inşa ettiğiniz dünya; bıraktıklarınızın hafızasında ve benzer sanat eserleriyle yaşamına devam edecek. Kısacık bir sürede uyandınız, fark ettiniz, örtbas ettiniz ve artık kavuştunuz ya da kapattınız.



Bölüm 5 Yazarın çıkarımı


Tebrik ederim, hayatınızı tamamladınız. Hayatlarımız, kurallarımız, yargılarımız, teşekkürlerimiz, duygularımız bir kalemin mürekkebine sığamayacak kadar uzun. Aynı zamanda benim yorumumla üç defter yaprağına sığacak kadar kısa. Farkındalık yaratmak benim işim değil ya da gayem. Yalnızca mutlu olun, sevdiklerinizle olun ve benliğinizi sevin.

Sevgilerle ve sevgilerce..



23 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Ben kimim?

Yazı: Blog2 Post
bottom of page